1990-2020 arası Türk Amerikan askeri ilişkileri 1.Körfez Savaşının başlamasıyla şekil almaya başlamıştır. Bölgeye yerleşmek isteyen Amerika, 2 Ağustos 1990’da Irak’a saldırdı. Amerika öncülüğünde Batının Irak’ı işgal harekatı retorik bir tuzakla “1. Körfez Savaşı” olarak adlandırıldı.

Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, SEİA (Savunma ve Ekonomik İşbirliği) Anlaşması çerçevesinde tüm üs ve limanları Amerika’nın kullanımına açtığı gibi Türkiye’nin (sonu tam olarak nereye varacağı belli olmayan) bu savaşa aktif olarak katılmasını savunuyordu. 1. Körfez Savaşı’nın resmi olarak sona erdiği 28 Şubat 1991’den birkaç gün sonra 5 Mart 1991’de Irak kuzeyinde Süleymaniye’den başlayarak yayılan bir Kürt ayaklanması çıktı. Irak’ta bu gelişmelerin yaşandığı süreçte Amerika’nın öncülüğünde Amerikan, İngiliz, Fransız ve Türk askerlerinden oluşacak bir birliğin Irak Kürtlerini kuzeyden korumak amacıyla “Huzur Harekatı (Operation Provide Comfort))” adıyla Türkiye’nin Güneydoğu’suna yerleştirilmesine karar verildi.

24 Ocak 1993’de Ankara’da gazeteci Uğur Mumcu suikaste uğrayarak yaşamını yitirmiştir. Hiçbir zaman aydınlatılamayan suikastın arkasında MOSSAD ve kontrgerillanın olduğu birçok araştırmacı tarafından dillendirilmiştir. Türkiye Uğur Mumcu suikastının şokunu atlatmadan 5 Şubat 1993 günü Maliye Ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci’nin şüpheli bir trafik kazası, 17 Şubat 1993 günü de Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in şüpheli bir uçak kazasında ölümleri ile sarsıldı. Tüm bu olaylarda kontrgerillanın rolü her zaman tartışıldı. 1993 yılı olaylarını bir kısım gazeteci ve araştırmacı örtülü bir darbe olarak ele almıştır. 28 Şubat 1997 günü yapılan aylık Milli Güvenlik Kurulu toplantısında askerlerin (ve örtülü olarak dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in) hükümete bir muhtıra vermesiyle ““28 Şubat Postmodern Askeri Darbesi” gerçekleşti. Ardından 28 Şubat baskı ve sindirme süreci başladı. Halkın 28 Şubat sürecinin hayatın her alanındaki baskı ve müdahalelerden bunaldığı bir süreçte AK Parti, Kasım 2002’de iktidara geldi. AK Parti iktidarının hemen başında Amerika ve Avrupa Birliği’nden tam bir destek sağlandı. AK Parti askeri olarak önce devrimsel bir reform ile Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) yapısını değiştirdi.

Yazının devamı için “indir” sekmesine tıklayın.