60’lı yıllar boyunca Marksizm ve sosyalizmin yükselişi ile beraber Türkiye de de antiemperyalist söylem ve Amerikan aleyhtarlığı yükseldi ve küçümsenmeyecek bir oranda teşkilatlandı. Bu dönemde muhafazakâr kitlelerin milliyetçi kanadı STK olarak Ülkü Ocakları muhafazakar kanadı ise MTTB (Milli Türk Talebe Birliği / Akıncılar) öncülüğünde teşkilatlanıyorlardı ve anti-Amerikancılığı “din-dinsizlik” noktasına taşımak için büyük bir gayret veriyorlardı.

12 Mart 1971’de Türkiye’de muhtıra yoluyla yeni bir darbe yaşandı. Askerler yeniden hükümet üzerinde büyük bir güç elde ettiler. Muhtıranın hemen ardından Amerika ya tarım ve ticarette bir dizi yeni imtiyaz verildi. Muhtıra ile düşürülen Süleyman Demirel başbakanlığındaki hükümette Dışişleri Bakanı olarak görev yapan İhsan Sabri Çağlayangil anılarında “12 Mart Askeri Muhtırası’nın arkasında CIA ve haşhaş sorunu vardır” diyerek 12 Mart’ta hükümetine yönelik yapılan müdahalenin arkasında ABD olduğunu ifade etmişti. Çağlayangil, 1976’da Politika gazetesi sahibi İsmail Cem’e yaptığı açıklamada, “12 Mart’ta Haşhaş vardır. 12 Mart’ta CIA vardır. Türkiye kendi istihbaratını geliştirmek için ABD ve İsrail istihbaratlarıyla organik ilişkiler içindeydi. CIA, MİT’in içine sızmıştı” diyerek 12 Mart’ta CIA’nin rolünü açıklamıştır.

12 Eylül 1980’de Türkiye’de yeniden askeri darbe oldu. Genel Kurmay Başkanı Org. Kenan Evren’in başında olduğu askeri konsey yönetime el koydu. 12 Eylül Askeri Darbesi ile Adalet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Harekat Partisi ve Milli Selamet Partisi kapatıldı. Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Alpaslan Türkeş tutuklanarak ceza evine kondular ve yargılanmalarına başlandı. Darbecilerin ilk yaptıkları işlerden biri 1975’ten beri Amerika’nın özel kullanımına kapatılmış olan incirlik üssünün yeniden Amerikan özel kullanımına açılması oldu.

Yazının devamı için “indir” sekmesine tıklayın.